Röportaj "Turan Yalçın"



1.       Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz bu güne kadar?
                Beş Şubat 2000 tarihinde Tokat’ın Erbaa ilçesinde doğdum. On yedi yaşımdayım. Üç ablam ve ben olmak üzere dört kardeşiz, en küçükleri de benim. Erbaa’da ailemle yaşıyorum. İlköğrenimimi Kemal Kıvırcıoğlu İlköğretim Okulu’nda tamamlayıp Abdülhamid Han Mesleki ve Teknik Anadolu lisesinde öğrenimime devam ediyorum. Edebiyatın yanı sıra teknolojiyle aram oldukça iyidir. Bilgisayar ile zaman geçirmeyi seviyorum.
2.       Yazmaya başlama hikâyenizi anlatır mısınız? Ne zaman yazmaya başladınız?
Bundan üç sene önce yazmak ile ilgili hiçbir fikrim yoktu. Liseye başladığımda kendi çapımda şiirler yazarak başladım bu işe. Bilgisayarım başında gereksiz yere çok zaman harcamamın üzerine bunu daha verimli nasıl kullanırım diye düşündüm. Arkadaşlarımdan öğrendiğim internette kitap yazma programına kaydolarak oradaki kitapları okumaya başladım. Orada kitap yazanların yaşı benim yaşımdan farksızdı neden bende yazmayayım diyerek aklımdaki kelimelerle oynayarak bir şeyler yazmaya başladım. Başlamam çok zor oldu. Başladıktan sonrada içimden sürekli yazma isteği oluştu. Bu istekle yazdığım kurgu geliştirdim.
Beni kitap yazmaya iten bir diğer faktör ise bulunduğum çevre oldu. Çevremde kitap yazan yoktu ama benim yaptığım bir yanlışı sürekli yüzüme vurarak içe kapalı bir kişiliğe büründüm. Zihnimde bir kurgu kurmak istedim ve o düşüncemi yazıya geçirdim. Her ne kadar kitabı okuyan kişi beni tam olarak anlayamazsa da o içe kapanıklık hallerimdeki psikolojimi de kitabımın içine yerleştirmeyi ihmal etmedim. Bir şeyler yazarak o bulunduğum durumdan kurtulmak istedim ve sonunda kurtuldum…
3.       Hem yazarlık hem de öğrencilik zor olmadı mı?
Çok zor oldu. Okuluma gidip derslerime bakarken diğer taraftan da kitap yazıyordum. Bazen derslerimi aksatıyordum, bunu girdiğim sınavlardan aldığım sonuçlarla kendini gösteriyor. Diğer taraftan da yazdığım kurgunun yeni bölümlerini bekleyen okuyucu kitlesine söylediğim tarihte bölümleri yetiştiremiyordum. İlk başlarda oldukça zorlandım ama iyi bir planla olumsuzlukları bir nebzede olsa ortadan kaldırdım.
4.       Kitabı yayınlama hikâyenizi anlatır mısınız? Sizin yaşınızda çok genç kitap çıkarmak istiyor ama başaramıyor çoğu zaman.
Sandığımdan çok zor oldu. Hangi yayınevi uygun olur diye çok araştırma yaptım. Söylenilen fiyatlar benim bütçeyi geçtiğinden pek olumlu bakamadım. İnternet üzerinden bir gün kitap dostu yayınlarına rastladım. Pek tanındık değildi ama yine de şansımı deniyim dedim. Kitap dostu yayınları bana bir teklif yaptı bende o teklifi kabul ettim ve basım sürecine başladım. Ben bu süreci her gün arayarak daha yakından takip ettim.
Evet, benim yaşımda kitap yazmak isteyen birçok gençle tanıştım. Çoğu eserini yazdığı halde kitap yayınlama işine girmeye gözü kesmiyor. Uğraşamam diyenleri çok gördüm. Benden onlara tavsiye çalışacağı yayınevini çok iyi araştırmalı ve sabırlı olmalarıdır…


5.       Kitabınıza aile ve arkadaş çevresinden nasıl tepkiler aldınız?
 İlk başta inanmadılar. Tabi 17 yaşında bir öğrencinin kitap çıkarabileceğini idrak edemediler. Benim yakın çevremden bazıları Şehrin Öteki Yüzü’nü yazdığımı biliyordu. Şehrin Öteki Yüzü çıktıktan sonra kitabımla beraber fotoğraf çekinip sosyal medya sayfalarıma yüklediğimde bütün tanıttıklarım tebrik mesajları aldım. Bu beni çok mutlu etti. O duygu anlatılmaz yaşanırdı. Bunların arasında beni çekemeyenler de oldu. Sırf benim moralimi bozmak için ağır eleştirilere maruz kaldım. Hala daha Şehrin Öteki Yüzü’nü benim yazdığıma inanmayanlar var. Bu kişileri görmezden gelerek geleceğime şekil vermeye başladım. 
6.       Çok kitap okur musunuz? Hangi tür kitaplardan beslenirsiniz yazarken?
 Ben kitapları çok veya az okuyor olarak değerlendirmiyorum. Bu çok veya az kime göre ve neye göre olduğu belli değil. Mesela ben, bana göre az okuyorum ama başkasına göre çok okuyor olarak değerlendirilebiliyor. Bu daha çok bu soruyu soran kişinin çevresiyle ilgili, çevresinde kitap okuyan varsa ona az gelir eğer kitap okuyan yoksa bir kitap bile onlara çok gelir.
Bulduğum her fırsatta kitap okuyorum. Bazen yanımda kitap olmadığında telefonumdan ya da bilgisayarımdan sanal ortamda makale, hikâye, fıkra gibi yazılar okuyorum. Benim kitap yazdığım programdan da kitap okuyorum. Orada ilgilendiğim tarzda kitap bulmam daha kolay oluyor. Macera, aksiyon, dedektif, aşk, sevgi gibi kitapların yanında son zamanlarda tarihi romanlar okuyorum. Yabancı tamlamalarla yazılı kitapları anlamadığımdan o kitapları okuma isteğim olmuyor. Bu yüzden okuyacağım kitabı seçerken günümüz Türkçesiyle yazılmış olmasına dikkat ederim.
7.       Şehrin Öteki Yüzü kitabınızda vermek istediğiniz mesajı bir de sizden duyalım
Şehrin Öteki Yüzü çabalarının sonucunu alamayanlar için bir örnek olsun istedim. Hayata ne zaman bir olumsuzlukla karşılaştığımızda pes etmememiz gerektiğini vurguladım. Bütün umutlarımız tükendiğinde elbet bir çözümün olabileceğini, elimizdeki işi sonuna kadar götürmemiz gerektiğini üzerinde durum. Bir insanın başına ne kadar olumsuzluklar geleceğini gösterdim bir nebzede olsa. Pes etmemeyi, yaşama tutunmaya istekli olmamızı sağlamak istedim…
Umudumuzu kaybetmeyelim. Her zaman bir yol bulunur, biz fark etmesek bile…
8.       Yeni kitaplar yazdığınızı sayfanızdan öğreniyoruz. Konusu ne bu kitapların?
Evet, yeni çalışmalarım var. Bunları henüz bitiremedim. Bittiğinde de bastırma gibi bir düşüncem yoktur. Şu anda üzerinde durduğum iki çalışmam var. Bu çalışmaların ismi konusunda henüz tam bir karara varamadım. Biri yaklaşık üç senelik birikim olan aşk duygularımı yazdığım bir çalışma. Bu çalışma benim için çok özel olduğundan bunun üzerinde çok duruyorum. Hata istemiyorum bu çalışmamda bu yüzden de yavaş ilerliyorum üzerinde her zaman çalışamıyorum. Bunu daha çok birine ithaf olarak yazılıyorum. Diğeri ise en yakın arkadaşlarımla aramızda kurduğumuz bir kurgu. Beni sürekli yazmaya teşvik ediyorlar ve herkesten önce onlar beni destekliyorlar. Bu yüzden onlara teşekkür maksadıyla boş zamanlarımda yazdığım bir çalışmam oluyor.
9.       Yazmak size hangi maddi ve manevi kazançlar ve olumsuzluklar verdi?
Çevrem gelişti. Yeni insanlar, yeni fikirler öğrenmemi kolaylaştırdı. Gittiğim yerlerde yazar olduğumu söyleyince bana başka bir bakış açısıyla bakmaya başladılar. Artık tanındık kişi olmaya başladım. Geçende ilkokulumun oradan geçerken tanımadığım bir çocuk “Bu kişi kitap yazdı” diye bağırdı herkesiz içinde o zaman anladım. İnsanlar arasında farklı bir iş yapmanın verdiği değeri.
Ben sahne önüne çıkmaktan hep çekinmişimdir. Yeni kimselerle tanıştığımda hep çekimser davranmışımdır. Ama Şehrin Öteki Yüzü’nü tanıtırken bulunduğum şehirdeki bütün liseleri gezdik. Ben kendi okulumda sahne önüne çıkamamışken iki yüzden fazla kişi arasında sohbet etmeye başladım. Sahne korkumu yendim. Benden sonra gelecek olan genç yazarlara örnek oldum.
Yazmak bana mutluluk verdi, sabrı öğretti, sevgiyi, güzel yaşamayı, hep iyilikten yana olmayı gösterdi. Kimseyi kırmadan da işlerimizin yapılabileceğini öğretti. En önemlisi ön yargılarımı aşmayı öğretti…
10.   Yazmak ve kitap çıkarmak isteyenlere neler önereceksiniz?
PES ETME! Seni mutlaka çekemeyenler olacak, onların dediklerine takılma. Önerileri ve eleştirilere açık ol. Bilen kişiye danış derim. Ben danışmadan çıktım bu yola çok zorlandım. Yazarlık yolunda mutlaka zorlanacaksın, zorluklar karşısında elif gibi dik dur. İçinde oluşan yazma isteğini öldürme, yaşat onu. Yazmak senin ikinci adın olsun. Alfabeyi, kelimeleri seversen bu yolda ilerlersin.


Bu röportajı yapmamı sağlayan Turan Yalçın’a teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca Turan beyle tanışmamı sağlayan yazar Erhan Gök’ün de unutmamak gerek.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sınıf Hocam "Zuhal Dadaş Karataş"

Kitap Kapağı Hazır